6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 20. maddesi, işyerlerinde ortam ölçümleri ile ilgili gereklilikleri düzenlemektedir. Kanun maddesine göre gürültü seviyesi ölçümü, titreşim ölçümü, ışığın özellikleri ve aydınlatma şiddeti ölçümü, sıcaklık ve nem ölçümü, gaz, buhar ve tozların ölçümü, radyasyon ölçümü, biyolojik etkenlerin ölçümü, ihtiyaç duyulan her durumda yapılması gereken ölçümler arasında yer alır. Ölçümler, işyerindeki riskleri değerlendirmek, iş sağlığı ve güvenliği politikalarını belirlemek ve uygun önlemleri almak için kullanılır.
İş güvenliği ortam ölçümleri, iş yerlerindeki potansiyel tehlikeleri belirlemek, riskleri değerlendirmek ve çalışanların sağlığı ve güvenliği için önleyici tedbirlerin alınmasını sağlamak amacıyla gerçekleştirilir. Bu ölçümler, çeşitli fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörlerin iş yerindeki düzeylerini analiz eder.
Fiziksel ölçümler, iş yerlerindeki çeşitli fiziksel faktörlerin belirlenmesi için yapılan analizleri içerir. İş güvenliği açısından önemli olan bazı fiziksel ölçümler şunlardır:
İş yerlerindeki gürültü seviyelerinin ölçülmesi, çalışanların işitme sağlığını korumak için önemlidir. Gürültü seviyeleri, desibel (dB) birimi kullanılarak ölçülür ve iş yerindeki kabul edilebilir sınırlarda kalması sağlanır. Bu ölçümler, gürültüye maruz kalma süresini ve gerekli işitme koruyucu ekipmanların kullanımını belirlemek için kullanılır.
Vibrasyon, bazı iş yerlerinde çalışanların maruz kalabileceği bir risk faktörüdür. El ve kol titreşimleri, vücut titreşimleri gibi farklı türlerde titreşimler ölçülebilir. Titreşim seviyelerinin ölçülmesi, çalışanların titreşim kaynaklı sağlık sorunlarını önlemek için alınacak önlemleri belirlemek için kullanılır.
İş yerlerinde uygun sıcaklık ve nem seviyeleri sağlanmalıdır. Aşırı sıcaklık veya nem, çalışanların rahatlığını ve sağlığını olumsuz etkileyebilir. Sıcaklık ve nem ölçümleri, iş yerindeki koşulları değerlendirmek ve gerekli düzeltici ve önleyici faaliyetleri gerçekleştirmek için yapılır.
İyi aydınlatma, çalışanların görsel işleri doğru bir şekilde yerine getirebilmesi için önemlidir. Aydınlatma ölçümleri, iş yerindeki aydınlatma düzeyini, yansıma ve gölgelenme gibi faktörleri değerlendirir. Doğru aydınlatma sağlanması, göz yorgunluğu, hata yapma riski ve kazaları azaltmaya yardımcı olur.
İş yerlerindeki hava kalitesi, çalışanların sağlığı ve konforu açısından önemlidir. Hava kalitesi ölçümleri, havadaki toz, duman, buhar, gaz ve benzeri kirleticilerin düzeyini değerlendirir. Ayrıca oksijen seviyeleri ve karbon monoksit gibi zararlı gazların ölçülmesi de bu kapsamda yer alır.
İş güvenliğinde kimyasal faktörlerin ölçümü kapsamında aşağıdaki ölçümler yer alır:
İş yerlerinde kullanılan kimyasal maddeler havada buhar, gaz veya toz formunda bulunabilir. Bu maddelerin havadaki konsantrasyonu ölçülerek çalışanların maruz kalabileceği riskler belirlenir. Örneğin, solventler, asitler, alkaliler, toksik gazlar gibi maddelerin havadaki düzeyleri izlenir.
İş yerlerindeki faaliyetler sonucu oluşan toz, duman veya aerosoller gibi solunabilir partiküllerin düzeyleri ölçülür. Solunabilir partiküller, solunum yoluyla vücuda girebilir ve solunum problemleri, akciğer hasarı veya diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.
Bazı kimyasal maddeler cilt üzerinden emilebilir ve cilt tahrişine, alerjik reaksiyonlara veya diğer cilt hastalıklarına neden olabilir. Cilt temasına ilişkin kimyasal ölçümler, çalışanların ciltlerine temas eden kimyasal maddelerin düzeylerini belirler.
Kimyasal maddelere karşı korunmak için kullanılan kişisel koruyucu ekipmanların (örneğin, solunum maskeleri, koruyucu eldivenler) etkinliği ölçülebilir. Bu ölçümler, doğru ekipmanın seçilip kullanılıp kullanılmadığını ve çalışanların korunmasının sağlandığını gösterir.
Kimyasal maddelere maruz kalma süresi de önemlidir. Maruziyet süresi, çalışma saatleri boyunca kimyasal maddelere ne kadar süreyle maruz kalındığını belirler. Bu, iş yerindeki kimyasal maddelerin maruz kalma limitlerinin aşılmaması için önemlidir.
İş yerlerindeki hava örneklemesi, havadaki biyolojik ajanların (virüsler, bakteriler, mantarlar vb.) varlığını veya konsantrasyonunu belirlemek için yapılır. Örneğin, hastanelerde, laboratuvarlarda veya tarım alanlarında çalışanların maruz kalabileceği potansiyel patojenlerin havadaki düzeyleri ölçülür.
İş yerlerindeki yüzeylerdeki biyolojik kontaminasyonun ölçülmesi, hijyen düzeyini belirlemek için önemlidir. Özellikle gıda endüstrisi, sağlık hizmetleri ve laboratuvar ortamlarında bu ölçümler önemli bir rol oynar.
Yapılan tüm ölçümler için ilgili kanun ve yönetmeliklerde maruziyet sınır değerleri belirlenmiştir. Bu değerlerin üstünde veya altında kalan sonuçlar için işveren tarafından önlem alınması gereklidir. Bu sayede çalışanlar için sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturulacak ve işveren yükümlülüklerini yerine getirmiş olacaktır.
Siz de işyerinizin ortam ölçümlerin hizmeti için hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz.