Günümüz dünyasında, yeni gelişmeler ve teknolojik değişiklikler insanları ihtiyaçlarını zahmetsiz çözmeye yönelmektedir. Bu gelişmeler sonucunda; insanların barınma, alışveriş, konaklama, spor faaliyetleri, eğlence, görsel ve işitsel sanatların icrası ve seyri, çalışma ortamları, hatta yeme içme gibi birçok faaliyeti bir arada yürütebilecekleri alanlar oluşturulmuş, insanlar ihtiyaçları bu alanlar içerisinde karşılamaya başlamıştır.
Bu alanlar genel itibari ile müşteri çekebilmek için; dikkat çekici, ışıltılı, ihtişamlı olabilmesi adına yüksek ve her yerden görünmesi hedeflenmiş büyüklüklerde, görünüm açısından ilerde bu alanlarda yapılacak çalışmalarda karşılaşılacak riskler yeteri kadar ön görülmeden düz hatlar yerine birçok kıvrım, girinti, çıkıntı ve eğimli yüzeylere sahip yapılar şeklinde dizayn edilmektedir.
Bu yapılar imalatları sırasında birçok riski barındırmasına karşın, yapı tamamlanıp artık o alanın işletilmesi devreye girdiğinde risklerin birçoğu minimize edildiği düşünülse de, durum pek de öyle değildir. Yapısal risklerin yanı sıra artık hizmet sağlayıcılardan, ziyaretçilerden de kaynaklanacak riskler söz konusu olabilmektedir.
Hizmet sektörünün birçok alanını barındıran bu karmaşık yapılar, ticari alanlar olup ve ekonomik olarak hatırı sayılır bir gelir kaynağı olduğu için bu alanlarda hayat neredeyse yedi gün yirmi dört saat devam etmektedir.
Tesislerin işletilmesi için teknolojik gelişmelerden faydalanılmış olsa da her zaman insan gücüne ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alanlarda çalışacak insanların iş sağlığı ve güvenliği konularında ki algısı, tehlikesiz bir alanda çalıştıklarını düşünmeleri sebebi ile diğer sektörlere oranla biraz daha geride kalabilmektedir. Fakat bu alanlarda sayısız teknik hacimler, kapalı alan çalışmaları, yakıt depoları, kimyasallar ile yapılan çalışmalar, yüksekte yapılan çalışmalar, elektrik, mekanik çalışmaları, güvenlik hizmetleri, ofis çalışmaları, temizlik çalışmaları, tadilat çalışmaları sebebi ile yapısal riskler, gösteri sanatları icrası sebebi ile teknik çalışmalar, genel olarak acil durum riskleri bulunmakta ve bu işlerin hizmet sağlayıcıları bir arada çalışmalar yapmaktadır. Öncelikli olarak bu hizmetleri sağlayacak firma personellerinin işi ile ilgili yetkinliği nedir? Çalışan seçimi yapılırken bu kriter yeteri kadar göz önünde bulundurmuş mudur? Gibi birçok soru akla gelse de birçok alanda birçok personele ihtiyaç duyulması sebebi ile bu kriterler yeteri kadar maalesef irdelenmemektedir. Tesis genelinde yaşanan iş kazaları ve ramak kala olayları incelendiğinde maalesef büyük kazalar olmasa da küçük kazaların sayısının azımsanamayacak kadar çok olduğu görülmektedir. Hizmet sağlayıcı firma personellerinde, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, sahada gerçekleştirilen işbaşı eğitimleri, çalışan temsilcileri ve yöneticileri ile alınan kararların duyurulması, yayınlar ve saha kontrolleri yapılması gibi kanallar aracılığı ile irtibat kurulmaya ve bilinç oluşturulmaya çalışılmaktadır. Ziyaretçiler için oluşturulan broşürler, görsel yayınlar, acil durumlar için yapılan yönlendirmeler, tüm acil durum sisteminin otomasyon sistemleri ile kontrol edilmesi de dâhil sayısız uygulama ile tesislerde güvenlik seviyesi her zaman en üst seviye de tutulmaya çalışılmaktadır.
Bu kadar çok faktörün bir arada bulunduğu alanlarda iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerinin yürütülebilmesi için, hiç durmadan kontrol yapılmalı, değişen şartlara her daim ayak uydurulmalı, iyi bir raporlama ve takip sistemi ile tüm çalışmalar kontrol altında tutulmalıdır. Bunun yanı sıra yapısal imalat, tesise geçiş ve hayatın başladığı anda karşılaşılacak riskler göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Bu kadar karmaşık ve geniş yelpazede işlerin bir alanda bulunduğu tesisleri yönetmek için, deneme yanılma ile öğrenmek yerine, tesis daha işletilmeye başlamadan bir İş sağlığı güvenliği politikası oluşturulmalı ve bu adımlar doğru şekilde takip edilerek sistem işletilmelidir. Aslında esas olan tesisin iş sağlığı ve güvenliği politikası ve bu politikayı yaşatmak için iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının yapım yöntemi çalışmalar başlamadan önce planlanmalıdır. Doğru bir plan, planın doğru uygulanması Tesis Yönetim İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği faaliyetlerinin yürütülmesi karmaşık durumları ortadan kaldırmak ve işleri aksatmadan iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerini yürütmek adına önemlidir. Bu nedenle yol haritası tesiste yaşam başlamadan oluşturulmalı, bu yol haritasında amaç, yıllık hedefler, kapsam belirlenmeli, sorumlular atanmalı, planın işlediği ve ne durumda olduğu içerden ve dışarıdan gözler ile denetlenerek kontrol edilmelidir. Yapılan planların sorumlular değişmiş olsa da yerine gelecek yeni sorumluların kolaylıkla görevi devralarak faaliyetlerin aksamadan yürütülecek şekilde sade ve anlaşılır olmalıdır.
Sonuç olarak, işletme işinden önce bir planlama süreci olmalıdır. Planlama sürecinde vakit harcanmalıdır, planlama için harcanan vakit iş yapım süresinde karşılaşılacak sorunları, vakit kaybı ve diğer kayıpları daha aza indirecektir.
Irata İple Erişim Teknisyeni | İş Güvenliği Uzmanı
Sedat AĞDAŞ